Geçtiğimiz ay yapılan Genel Kurul’da tekrar seçilerek güven tazeleyen Beyaz Eşya Yan Sanayiciler Derneği (BEYSAD) Yönetim Kurulu Başkanı Burak Özaydemir, korona salgınının Türkiye’de yerleşik tedarik zinciri ve sektörel kümelenmelerin kritik önemini tekrar gösterdiğini söyledi. Bu süreçte, Türkiye beyaz eşya sektörünün dünyadaki ikincilik konumu ve oluşturduğu ekosistem ile ciddi bir sınavdan başarıyla geçtiğini ifade eden Burak Özaydemir, “sektördeki tedarikçi yapısının derinliği ve kalitesi ana üretici işletmelerin üretimlerinin aksamamasını sağladı. Bu sayede sektörün, önümüzdeki dönemde tedarik zincirlerinin kısalmasıyla ilgili trendlerden olumlu etkilenerek dünya, bölge ve ülke ekonomisine göre salgından nispeten daha az etkilenmesini bekliyoruz” dedi. Bununla birlikte hammadde temini tarafında henüz büyük duruşlar yaşanmasa da yüksek temin süreleri ve lojistik sorunlarla mücadele ettiklerini açıklayan Burak Özaydemir şunları söyledi: “Türkiye’deki beyaz eşya üretiminin ihracat odaklı olması adetsel olarak finansal dalgalanmalardan etkilenmesini azaltıyor. Ancak temin tarafında yaşanan sorunlar sektörün rekabetçiliğini etkileyecek noktalara gelmeye başladı. Sektörümüzde otomotiv sektörüne benzer temin nedenli büyük duruşlar daha gerçekleşmese de sorunların ve riskin kalmadığını söylemek mümkün değil. Ana ve yan sanayiler çelik, plastik, kimya ve komponentler tarafında ihtiyaç duyulan adetlerin ve çeşitlerin temini tarafında yüksek temin süreleri ve lojistik sorunlar ile mücadele ediyor. Temin sorunları ile birlikte hammadde piyasalarında erken ödeme talepleri, hammadde fiyatlarında hem artışlar hem de yüksek değişkenlikler gözlemleniyor. Bu koşullar sektörümüzdeki tüm firmalara finansal zararlar veriyor. Ülkenin ve sektörümüzün önümüzdeki zorlu dönemde ortak akıl ile bu engelleri aşmak için birlikte çalışması gerekiyor. Sektörümüzün işbirliği kültürünün bu anlamda çok değerli olduğunu düşünüyoruz.” “BEYSAD olarak pandemi sürecinde üyelerimizin asgari etkilenmesi adına hızlı ve sağlıklı bilgilerin ulaştırılması yönünde iletişime öncelik verdik. Üyelerimizle, ana sanayi yetkililerimiz, diğer paydaşlarımız ve kamu yetkililerimizle sektörel bilgi ve beklentiler anlamında köprü görevi üstlenmeye çalıştık” diyen Özaydemir, ana sanayicilerin sektörün pandemi koşullarına rağmen güçlü bir tempo ile ilerleyeceği yönünde görüş bildirdiğine işaret etti. Burak Özaydemir, “Artan hijyen ihtiyaçları ve ev yaşam süreleri beyaz eşya ürünlerine olan hem adetsel hem niteliksel talebi destekliyor. Ancak pandemi koşulları ve hammadde temin sorunlarının sektörümüzün büyüme ve ihracatında önemli engeller oluşturma potansiyeli var. Bu anlamda ulusal ve sektörel bazda tedbirler konusunda paydaşlarımız ile çalışmalarımız sürecek” açıklamasında bulundu.
Salgının global ekonomiyle eşzamanlı ve yüksek oranlı olumsuz etkisinin devletler tarafından alınan tüm tedbirlere rağmen derin olduğunun altını çizen Özaydemir, “Salgına karşın ülkemizin, sektörlerin ve şirketlerin gelecek planlarını yaparken geçmişte tecrübe etmediğimiz boyutta bir etkiyi dikkatle değerlendirmelerini önemli gördüğümü belirtmek isterim” dedi.

Üyelerle yapılan anketler sorunları ortaya koydu

Derneğin 186 üyesinin olduğunu belirten Özaydemir, pandemide çalışmalarını sağlam bir zeminde yürütmek ve tam olarak üye ihtiyaçlarını anlamak adına farklı zamanlarda üç anket çalışması yaptıklarını belirterek, anketten çıkan sonuçları aktardı. Özaydemir, geçen yıl yaptıkları anketlerde, pandeminin 2021’in ilk aylarında da etkisinin sürmesinin beklendiğinin ortaya çıktığını aktararak, şöyle devam etti: “2020’de yaptığımız anketlerde, üyelerimizdeki beklentinin sektörümüzün maalesef talep anlamında hem iç piyasa hem ihracat açısından ikinci çeyrekte çok olumsuz etkilenmesi ve normal seviyelere dönüşün 2020 sonu-2021 başını bulabileceği yönünde olduğunu göstermişti. Sektörümüzde toparlanma sonraki dönemde daha hızlı gelişse de pandemi dönemindeki düşük talebe karşın yüksek seviyedeki geçmiş öngörülere göre yapılmış satınalma ve personel yapılarının ödemeleri ve tedbirlerin ek maliyetleriyle sektördeki birçok firmanın nakit anlamında sıkıntı riski gördüğü tespit edildi. Üyelerimizin bu risklere karşı kısa çalışma ve kamunun benzeri desteklerinden yararlanma planları olduğu da görüldü. Yoğun katılımla önemli bir sektörel görüntü sağlayan sonuçları üyelerimize, ana sanayi yetkililerimize ve kamu yetkililerine ulaştırdık. Yapılan anket sonuçlarında BEYSAD’dan beklentiler içerisinde yer alan ana sanayilerden daha fazla bilgi edinmek talebi üzerine, ana sanayi satınalma yetkililerimiz ile röportajlar yaptık. Kendilerine sunduğumuz kısa bir soru seti ile her hafta bir ana sanayimizden ulaşan bu kıymetli yanıtları üyelerimize ulaştırdık, sektörün önemli liderlerinin görüşlerinin üyelerimize ve tüm paydaşlarımıza ışık tutacağına inanıyoruz.”

Üyelere ihracat için destek verilecek

BEYSAD olarak üyelerinin özellikle ihracat ve yeni pazarlara ulaşması konusunda çalıştıklarının da altını çizen Özaydemir, “Sektörümüzün olumlu ayrışan dinamiklerinin ihracat pazarlarında etkin iletişimini yaparak üyelerimizin direkt ihracatlarını artırmayı ve hem sektör hem ülke finansal dengelerine katkı yapmayı amaçlıyoruz. Yakın gelecekteki hedef pazar ve müşteri beklentilerine uyum sağlamak çerçevesinde çevre, iklim değişikliği ve enerji konularında başta AB Yeşil Mutabakatı olmak üzere üyelerimizin çalışmalarında yön gösterecek çalışmalar içinde bulunmayı planlıyoruz” diye konuştu.

Sanayi 4.0 Mükemmeliyet Merkezi faaliyete geçecek

Özyeğin Üniversitesi ve TÜSİAD ortaklığı ile sürdürdükleri Sanayi 4.0 Mükemmeliyet Merkezi’ni faaliyete geçirmeyi hedefl ediklerini anlatan Burak Özaydemir,“ Proje kapsamında ülke ve sektör olarak, Sanayi 4.0 dönüşümünde üyelerimize pilot proje, danışmanlık, eğitim ve Ar-Ge çalışmaları kapsamında destek olabilecek teknik altyapı ve kadroya sahip ABD ve AB’deki örneklere benzer bir Mükemmeliyet Merkezi kurulacak. Mükemmeliyet Merkezi ile beyaz eşyanın elektronik, kimya, cam, plastik gibi alt sektörlerine de önemli kazanımlar sağlanacak. Merkezde, üye firmalara teknik danışmanlık hizmetleri verilecek, pilot projelerin denenmesi için altyapı bulunacak. Eğitim altyapısı oluşturularak, sektöre nitelikli insan kaynağının yetiştirilmesi için kurs ve sertifika programları açılacak ve üniversite akademik kadroları ile ileri araştırmalar yapılabilecek” bilgisini verdi.